CHP’li Umut Akdoğan’dan Yargıtay’ın Gezi davası kararına ilişkin açıklama: Fetö/PYD’den aranan savcının bir kuyuya attığı taşı Yargıtay da o kuyudan çıkaramadı

 
CHP’li Umut Akdoğan’dan Yargıtay’ın Gezi davası kararına ilişkin açıklama: Fetö/PYD’den aranan savcının bir kuyuya attığı taşı Yargıtay da o kuyudan çıkaramadı CHP’li Umut Akdoğan’dan Yargıtay’ın Gezi davası kararına ilişkin açıklama: Fetö/PYD’den aranan savcının bir kuyuya attığı taşı Yargıtay da o kuyudan çıkaramadı

. O dönem bu soruşturmayı ilk başlatan ve kanunsuz dinlemelerle bugün verilen kararın tohumlarını atan savcı şimdi Fetö/PYD’den kaçak. ” dedi. Çünkü vatandaş artık isyan ediyordu ve yeter diyordu. O zamanlar beraber yol yürüdükleri dostlarıyla hazırladıkları senaryoyu devreye soktular. Ama onun kurban seçtiği isimler mahkum. Tüm bu olayların asıl sorumlusu olan iktidar kendisine kurban olarak birilerini bulmalı ve ibret diye yargılamalıydı. En doğal hakkı olan protesto hakkını kullanan genciyle yaşlısıyla insanlara polis sert müdahalelerde bulundukça bu isyan dalga dalga büyüdü ve tüm yurda yayıldı. Ben iddia ediyorum ki Tayyip Erdoğan’ın iktidarı boyunca en korktuğu günler o günlerdi. Gezi davası ise bu örneklerin hiç kuşkusuz tarihe kalın ve büyük harflerle bir kara leke olarak yazıldı. CHP Parti Meclisi Üyesi ve Ankara Milletvekili Umut Akdoğan, Gezi Davasına dair Yargıtay tarafından verilen kararı değerlendirdi. Çünkü bur korkunun intikamı alınmalıydı. Adalet kör bir kuyunun karanlığına gömüldü. Ki öyle de yaptı. 10 yıldır süren davada şimdi Fetö/PYD’den aranan bir savcının bir kuyuya attığı taşı Yargıtay da o kuyudan çıkaramadı. O zaman Başbakan olan şimdinin Cumhurbaşkanı, her zaman olduğu gibi yine vatandaşının sesine sözüne kulak tıkayıp, çevre katliamında ısrar edince eylemler büyüdü. Çünkü vatandaşın üstünde kurulan baskıya, zulme sabrı kalmamıştı. Akdoğan, “Yargı eliyle hukukun katledilişine pek çok kez şahit olduk. Tüm sanıkların beraatine karar verildikten sonra alınan bozma kararının ardından Yargıtay tarafından onan bu talimatlı kararı veren mahkemenin hakimi Fetö itirafçısı. ” diyerek yargı sürecinin nasıl başladığına ve yürütüldüğüne dikkat çekti. Ama baskı ve zulme devam etmek isteyen iktidar devlet gücünü vatandaşını ezmekte kullandı. Yani kendisi darbeci örgüt mensubu. Gezi Parkı olaylarının çıkış nedenini hatırlatan Akdoğan, “Bundan 10 yıl önce 27 Mayıs 2013 sabahı iş makineleri Taksim’de bulunan Gezi Parkına girdiğinde vatandaşlar Parka hukuka aykırı yapılan bu müdahaleye karşı gelmek ve yaşadıkları çevreyi korumak için eylem başlattılar.

CHP’li Umut Akdoğan’dan Yargıtay’ın Gezi davası kararına ilişkin açıklama: Fetö/PYD’den aranan savcının bir kuyuya attığı taşı Yargıtay da o kuyudan çıkaramadı

Yani kendisi darbeci örgüt mensubu. Tüm sanıkların beraatine karar verildikten sonra alınan bozma kararının ardından Yargıtay tarafından onan bu talimatlı kararı veren mahkemenin hakimi Fetö itirafçısı. Akdoğan, “Yargı eliyle hukukun katledilişine pek çok kez şahit olduk. CHP Parti Meclisi Üyesi ve Ankara Milletvekili Umut Akdoğan, Gezi Davasına dair Yargıtay tarafından verilen kararı değerlendirdi. Ben iddia ediyorum ki Tayyip Erdoğan’ın iktidarı boyunca en korktuğu günler o günlerdi. 10 yıldır süren davada şimdi Fetö/PYD’den aranan bir savcının bir kuyuya attığı taşı Yargıtay da o kuyudan çıkaramadı. ” diyerek yargı sürecinin nasıl başladığına ve yürütüldüğüne dikkat çekti. Çünkü vatandaşın üstünde kurulan baskıya, zulme sabrı kalmamıştı. Çünkü vatandaş artık isyan ediyordu ve yeter diyordu. Gezi Parkı olaylarının çıkış nedenini hatırlatan Akdoğan, “Bundan 10 yıl önce 27 Mayıs 2013 sabahı iş makineleri Taksim’de bulunan Gezi Parkına girdiğinde vatandaşlar Parka hukuka aykırı yapılan bu müdahaleye karşı gelmek ve yaşadıkları çevreyi korumak için eylem başlattılar. O dönem bu soruşturmayı ilk başlatan ve kanunsuz dinlemelerle bugün verilen kararın tohumlarını atan savcı şimdi Fetö/PYD’den kaçak. ” dedi. . O zaman Başbakan olan şimdinin Cumhurbaşkanı, her zaman olduğu gibi yine vatandaşının sesine sözüne kulak tıkayıp, çevre katliamında ısrar edince eylemler büyüdü. Adalet kör bir kuyunun karanlığına gömüldü. O zamanlar beraber yol yürüdükleri dostlarıyla hazırladıkları senaryoyu devreye soktular. Tüm bu olayların asıl sorumlusu olan iktidar kendisine kurban olarak birilerini bulmalı ve ibret diye yargılamalıydı. Ama baskı ve zulme devam etmek isteyen iktidar devlet gücünü vatandaşını ezmekte kullandı. Gezi davası ise bu örneklerin hiç kuşkusuz tarihe kalın ve büyük harflerle bir kara leke olarak yazıldı. En doğal hakkı olan protesto hakkını kullanan genciyle yaşlısıyla insanlara polis sert müdahalelerde bulundukça bu isyan dalga dalga büyüdü ve tüm yurda yayıldı. Ki öyle de yaptı. Ama onun kurban seçtiği isimler mahkum. Çünkü bur korkunun intikamı alınmalıydı.